31 Mart 2012 Cumartesi

----------



ağlama hissi,boşluk,durgunluk ...


''-yirmi yaşında olmak budalalık gibi geliyor bana ,dedi.yirmi yaşında olmaya hiç hazır değilim,biliyor musun?bana çok garip geliyor.sanki arkamdan itip beni ilerlemeye zorluyorlar.
-benim önümde daha yedi ay var,rahat rahat hazırlanabilirim ,diye karşılık verdim gülerek.
-henüz on dokuz yaşında olduğun için şanslısın ,dedi bana,imrenmiş gibi.''
imkansızın şarkısı



30 Mart 2012 Cuma

kuragehime



kuragehime mangasına başladım birkaç gün önce.amarlardan biri olduğum kanısına vardım.harika bir manga.oldukça komik,biraz hüzünlü,biraz da romantik.animesine de yakın zamanda başlayacağım.

konusundan bahsedersem, aynı evi paylaşan otaku bayanların hayatı.kendilerini amarlar olarak adlandırırlar.tikilerden nefret ederler.

baş karakter Kurashita Tsukimi adlı bu kızdır . kendimi ona çokça benzettim bu arada.



baş karakterimiz deniz anasına karşı özel bir ilgi beslemektedir [otaku :) ].kendini ne zaman bunalımlı,kederli hissetse kurara adlı deniz anasını görmek ister.yine böyle kederli günlerinden birini yaşarken kurara yı görmeye gider.kurara yı tehlikede görüp kendince kurtarma operasyonunu gerçekleştirirken tiki bir kızın da yardımıyla kurara yı kurtarır.tiki kız o gece onun odasında kalır.eve tiki bir kızı soktuğu için zaten yeterince tedirginken bir de kızın aslında erkek olduğunu öğrenir.bu kişinin adı kuranosuke dir. ve ikisi arasında gelişen ilişki çevresinde şekillenir konu.


kuranosuke nin iki hali


bence bu haliyle de çok tatlı .


mangasının ingilizcesi için mangafox
mangasının türkçe çevirisi için elma kurdu

animesinin türkçe fansubu için de kickapoofansub adreslerini vereyim.



F.M.A. ten ...



29 Mart 2012 Perşembe

beklenti



avatar:Korra Efsanesi nin ilk bölümünü izledim bugün.şey gibi hissettirdi.çok yakın bir arkadaşınız vardır da araya bir şeyler girer.her şey değişir.sonra onu özlediğinizi fark ederseniz.onu tekrar görünce mutlu olacağınızı düşünürsünüz de her şeyin değiştiğini fark edersiniz.artık o yakınlık hissi yok olmuştur ya .öyle hissettirdi işte.harry potter ın son kısmını okurken de bunları hissetmiştim.harry ve çocukcuları. 9 üç çeyrekten çocuklarını geçiren harry.bu yabancılaşmadan nefret ediyorum.korra yı yeni avatar bölümlerini sevmedim değil.fakat alışamadım işte.belki beklentim büyüktü ondan.zuko yu aang i göremediğim,ve onları,diğerlerini özlediğimi daha çok fark ettiğim bir yapım oldu şimdilik benim için.
katara nın yaşlı halini görmesem de olurdu.neyse yine de izlemeye devam ederim herhalde.



korra yı izleyince aang ile zuko yu ölmüş gösterdiler ya.hüzünlendim biraz.


zuko yu seviyordum aang den daha çok.karakter gelişimi açısından gerçekçiydi.iyiyi de kötüyü de kutuplara çekmeden yaşıyordu .ve sanırım zuko ya aşığım hâlâ .


ayrıca üstteki resimde görünen mai adlı kişiye karşı da kıskançlık beslemekteyim..


neyse bu kadarcık..



26 Mart 2012 Pazartesi

ian



ian curtis 1980 de intihar etti.evinde kendini asarak ölmeyi tercih etmiş .joy division ın solisttiydi.
öldüğünde 23 yaşındaydı sanırım.


hayatın saçmalığından,anlamsızlığından,başka şeylerden konuşmak istediğim insanlar vardır.ian da onlardan biri.intiharı arzularken başka birinin,acı çeken birinin intihar etmiş olması üzüyor.tuhaf değil mi bu.halbuki onun niye intihar ettiğini az çok anlayabiliyorum.









21 Mart 2012 Çarşamba

çirkinliğin mahcubiyeti




enerji dolu hissetme halimin bahardan değil de manik depresif durumumun mani döneminden olduğunu anladım.yine durgun halimdeyim.iyi yazmadığımı bildiğim halde bir şeyler yazmaya çabalıyorum.yine insanlara tahammül yeteneğim köreldi .hissizlik garip,hissizliğin,sıkılganlığın beraberinde getirdiği sürekli uyuma isteği garip.


duygusal açıdan herhangi birine karşı bir şeyler hissetmiyordum.hissetsem de zaten platonik oluyor hep.
platonik duygu yoğunluğumu jonas adlı güzel insana yönelttim bir süredir.
onun resimlerine bakarken kendi çirkinliğime de hayıflanmıyor değilim.
ne zaman güzel bir şeyin farkına varsam üzüntüye gömülüyorum o güzellik karşısında.bunu anlatan bir yazı vardı galiba ama unuttum şimdi.

geçen gün ao haru ride okuyordum.bir bölümü bir ayda çıktığı için yeni bölümünü beklemesi işkenceye dönüşüyor.neyse ,yeni bölümü okuduktan bir gün sonra nette gezerken manga sitesine bakıyordum.bir sonraki bölümün de yüklendiğini gördüm.sevindim.baya hem de.demek ki hala bazı şeylerden mutlu olabiliyorum.

insanlar çevremde konuşurken çoğu zaman ne hakkında konuştuklarıyla ilgilenmesem bile dinliyormuş gibi yapıyorum.ara sıra kafamı sallıyorum ,onaylamak için.onlar gülümsediğinde ben de gülümsemeye çalışıyorum .
depresif zamanlarım normalmiş gibi geliyor uzun süredir.depresif,sıkılgan halde olmadığım eski zamanlarda neler hissettiğimi hatırlamıyorum şimdi.bazen enerji dolu oluyorum ama o durum kısa sürüyor.hayatı düzensiz,tutarsız hislerle anlamaya çalışıyorum işte.ve bu beni yoruyor,çok hem de.

ıslık çalamam ben.hiç beceremedim ıslık çalmayı.bir an aklıma geldi.üzerinde ince bir mont,elleri cebinde,ağaçlık yerde yalnız başına yürüyerek ıslık çalan biri.hiçbir şey düşünmeden yürüyen,nereye gittiğini umursamadan yürüyen biri.öyle biri değilim ben.

neyse ...

jonas a bakınca kendimi dorian gray in güzelliği karşısında afallamış çirkin kız gibi hissediyorum.
jonas ın birkaç fotoğrafı









19 Mart 2012 Pazartesi

mevsim değişikliğinin bünyede yarattığı tutarsızlık




sonbaharı daha çok sevsem de şu anki havanın bünyemde,ruh halimde yarattığı etkiyi görmezden gelemem.hayat güzel be.
tüm boktanlığına,sıkıcılığına,anlamsızlığına rağmen ,bana rağmen yine de güzel.sosyal fobik halimden sıyrılabilseydim şu an kendimi dışarı atıp yalnız başıma dolaşıyor olurdum.acaba manik depresif dönemimin mani dönemini mi yaşıyorum şu an,belki de o yüzdendir,bahardan falan değildir.yine de nedeni önemli değil.hayatın şu anki yüzeyselliğini seviyorum işte.

sakura zamanında japonya da olsaydım diyorum kendime şu an ama neyse..






bu sefer depresif değil ,gayet eğlenceli bir parça.çirkin sesimle parçaya eşlik edesim bile var :)

14 Mart 2012 Çarşamba

antidepresan,hastane ve birkaç detay daha



durgunluk.....

dün hastaneye gittim,psikiyatriye.ilk sıradaydım.psikiyatrist gelinceye kadar 15 dakika civarında bekledim.hastanede insanları gözlemlemek hoşuma gidiyor nedense.genelde yaşlılar doldurmuştu koridoru.yaşlıları sevmediğimi bir kere daha düşündüm.kendi anneannemi,dedemi falan severim ama diğerleri itici geliyor.

belki de onların ölüme yaklaşmış olmalarını kıskanıyorumdur ,intihar edemeyip yaşamak zorunda olduğum yılları düşünüp.

yaşlı insanları düşününce aklıma cedric in dedesi geldi.insan yaşlanınca böyle olmuyor .yaşama uğraşı içinde yaşlandığını da fark etmiyor belki de çoğu.



neyse doktor gelince içeri girdim,donuk yüz ifademle.elimin titrediğini söyledi.istemsizce oluşan bu duruma pek dikkat etmemiştim.o zaman da önemsemedim zaten.ara sıra elimi havada tutuyorum göğüs hizasında.dünden beri yapıyorum bunu ve elime bakıyorum titriyor mu diye.herhangi bir amacı yok bu yaptığımın.sadece vücüdumun benden ayrı sergilediği bu hareketi gözlemliyorum o kadar.acaba antidepresanın yan etkisi mi diye düşünüyorum.bu sefer ara vermeden 8 ay boyunca kullandım.yazın bırakırım sonra tekrar başlarım diye düşünüyorum antidepresana.

yarın erken kalkmalıyım fakat kalkmaya yönelik hiçbir harekette bulunmuyorum internet başından.muhtemelen yarın gün boyu uykusuzluktan yakınacağım.uykusuz kalınca bazen insanlarla daha fazla konuşurum.genelde suskun olduğum için,uykusuzluğun bu etkisi olumlu mu olumsuz mu karar veremedim.

birkaç gün önce nette gezerken arata ismine rastladım.isim hoşuma gitti,söylenişi falan.görsellerde arama yaptım.

ilk sayfada şu fotoğrafları buldum,arata isimli oyuncunun.daha önce arata isimli bir oyuncunun var olduğunu bilmiyordum.acaba internette arata yazmasaydım hiç,bu kişinin yine de var olduğuna ilişkin bir bilgim olur muydu yaşamım boyunca.garip geldi,kişinin var olduğu hakkında insanların çoğunun bilgisinin olmaması.rahatsızlık veren varlığım sadece beni rahatsız ediyor bu denli.diğerleri için yok gibi bir şeyim.özne olmak,özne olmaktan rahatsız olmak ,böyle düşünürken nesne olduğunu fark ettiğinde aşağılık kompleksine kapılmak ya da hiçbir şey hissetmemek bu konu hakkında, tuhaf.gerçi bu durumda ben ancak cümle dışı unsur olurdum ya neyse :)


gülümsediği bir fotoğrafını da görmeyi isterdim.


garip.daha önce tanımadığım birinin fotoğrafını görmem,hoş olduğunu düşünmem ve muhtemelen onun hakkında daha fazla bilgi edinemeyecek olmam.


hayat durgun,kendimi sıkılgan hissediyorum.
sabah hava soğuk oluyor,rüzgarın yürürken saçımı savurması hoşuma gidiyor.baharın geldiğini hissettim sanki bugün biraz.

bu kadar.uyusam iyi olacak.


8 Mart 2012 Perşembe

-----------------



yalnız kalmak,eve kapanmak,uyumak,başını yorganın altından çıkarmamayı istemek ,ağlamak sessizce kimse fark etmeden,susmak,susmadığın zamanlar gereksiz şeyler söylemek,aklından geçenleri kimseye anlatamamak,intihara takıntılı halini anlatabileceğin kimsenin olmaması,psikologların-psikiyatristlerin bir boka yaramaması,buna rağmen o berbat halde olmamak için antidepresan almaya devam etmek,yalnızlık,kimsenin gideremeyeceğini düşündüğün bir yalnızlık,sürekli uyumayı istemek,bu aptal blog a yazmak,sosyal fobik olmak,hayatına bir şekilde devam eden her insana karşı duyulan anlamsız kıskançlık,intihar etme yöntemlerini araştırmak,yükseklikten korkmak,yüzmeyi bilmemek,çakıl taşlarını cebine doldurup nehre girmek,poşetle kendini boğmak,bileğini kesmek,uygun intihar yöntemine karar verememek,intihardan bahsederken kendini rahat hissetmek,intihara meyilli insanlara karşı duyulan yakınlık,blog unu kaldıran depresif insanın niçin bunu yaptığını düşünmek,baş ağrısı,ölüm,tanrıyı-varsa eğer ,emin değilim-yalnız,sıkılgan,depresif,umursamaz olarak düşlemek,
uyumayı istemek ,ölüm şeklinin intihar olacağını bilmek,ileride cesaret edip de her şeyi sonlandırabilmek ve ölmek,yalnız ,üşümüş halde ölmek.....



5 Mart 2012 Pazartesi

L'Animateur

oyuncu canlandırır rolünü oyuncu olduğunu bilmeden.yönetmen terk eder oyunu.oyuncular oynamaya devam eder terk edildiklerini düşünmeden.



L'Animateur adlı animasyon